1 Mayıs, emekçilerin hak arayışını, dayanışmasını ve alın terinin değerini simgeleyen en önemli günlerden biridir. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de işçi haklarının güçlendirilmesi, adil çalışma koşullarının sağlanması ve emeğin kutsallığının vurgulanması için anlamlı bir gün olarak kutlanır.
Birleşmiş Milletler tarafından da tanınan bu gün, tarihten günümüze çalışma hayatını şekillendiren mücadelelerin hatırlatılması açısından büyük öneme sahiptir.

1 Mayıs yalnızca işçilerin değil, toplumun her kesiminin emeğin değerini yeniden düşünmesi için güçlü bir farkındalık yaratır. Fabrikalardan ofislere, okullardan sahalara kadar herkesin üreterek hayatı güzelleştirdiği bu dünya, emek olmadan ilerleyemez. Bu nedenle 1 Mayıs, toplumsal barışın, dayanışmanın ve ortak geleceğin temel taşlarından biridir.

1 Mayıs’ın kökeni 1880’li yılların Amerika’sına dayanır. Günde 12–16 saat aralıksız çalışan işçiler, “8 saat çalışma hakkı” için büyük bir protesto hareketi başlattı.
1886 yılında Chicago’da düzenlenen bu eylemler, çalışma hayatı açısından dünya tarihinde bir dönüm noktası oldu. İşçilerin sesini duyurmaya çalışırken yaşanan çatışmalar, 1 Mayıs'ın “Emek ve Dayanışma Günü” olarak anılmasına zemin hazırladı.