Farkında Olmadan Yaptığımız 10 Davranış

Farkında Olmadan Yaptığımız 10 Davranış

Farkında olmadan yaptığımız 10 davranış, genellikle bilinçaltımızın otomatik pilota geçmesi sonucu ortaya çıkan ve günlük yaşam kalitemizi doğrudan etkileyen alışkanlıklardır. Bu kalıpları anlamak, öz farkındalık geliştirerek zihinsel kontrolü yeniden ele almamızı sağlar. Davranışlarımızı bilinçli bir düzeye taşımak, hem sosyal ilişkilerimizi hem de bireysel esenliğimizi güçlendiren kritik bir adımdır.

Günlük yaşamın hızlı temposunda zihnimiz, enerjiden tasarruf etmek amacıyla birçok eylemi otomatikleştirir. Bu durum hayatta kalmamızı kolaylaştırsa da bazen istemediğimiz alışkanlıkların kök salmasına neden olur.

Pek çok insan gün sonunda neden yorgun hissettiğini veya ilişkilerinde neden sürekli benzer sorunlar yaşadığını anlamlandırmakta zorlanır. Sorunun kaynağı genellikle yüzeyde değil, derinlerde yatan farkında olunmayan eylemlerdir.

Bu yazıda, modern insanın en sık sergilediği ve çoğu zaman "normal" kabul ettiği o görünmez davranışları mercek altına alacağız. Kendi hayatınızda bu işaretleri takip ederek daha bilinçli bir yaşamın kapısını aralayabilirsiniz.

Neden Sürekli Otomatik Pilotta Hareket Ediyoruz?

İnsan beyni karmaşık bir yapıya sahiptir ve sürekli karar vermek zorunda kalmak "karar yorgunluğu" denilen bir duruma yol açar. Bu yorgunluğu önlemek için beynimiz, tekrarlayan eylemleri bazal ganglia bölgesine aktararak düşünmeden yapmamızı sağlar.

Sahada sık gördüğümüz bir durum, kişilerin bu otomatik süreçlerin farkına ancak bir kriz anında varmalarıdır. Otomatik pilot, araba sürmek gibi teknik becerilerde işe yarasa da duygusal tepkilerde bizi yanıltabilir.

Bu süreçleri yönetebilmek için profesyonel yöntemlerden faydalanmak büyük önem taşır. Uygulamalı Davranış Analizi Sertifika Programı gibi eğitimler, davranışların kökenini anlamak ve dönüştürmek için bilimsel bir zemin sunar.

Farkında Olmadan Yaptığımız En Yaygın 10 Davranış Nedir?

Birinci sırada, hiçbir bildirim gelmediği halde telefonu eline alıp ekranı kontrol etmek yer alır. Bu davranış, zihnimizin dopamin arayışının bir sonucu olarak farkında olmadan gelişen bir "hayalet" alışkanlıktır.

İkinci olarak, konuşma sırasında karşımızdakinin sözünü kesmek, aslında dinlemek yerine kendi cevabımızı hazırladığımızın bir göstergesidir. Bu durum, sosyal bağların zayıflamasına ve yanlış anlaşılmalara zemin hazırlar.

Üçüncü davranış ise savunmacı beden dilidir; kolların çaprazlanması veya bakışların kaçırılması gibi tepkiler, biz farkında olmasak da karşı tarafa "iletişime kapalıyım" mesajı verir.

Dördüncü sırada sürekli "kusura bakma" veya "özür dilerim" demek gelir. Gereksiz özürler, kişinin öz güven algısını zayıflatan ve sosyal statüsünü farkında olmadan aşağı çeken bir dil alışkanlığıdır.

Beşinci davranış, yemek yerken televizyon izlemek veya telefona bakmaktır. "Mindless eating" olarak bilinen bu durum, doyma sinyallerinin beyne ulaşmasını engelleyerek sağlıksız beslenmeye yol açar.

Altıncı olarak, başkalarıyla kendimizi sürekli kıyaslamak, sosyal medyanın da etkisiyle saniyeler içinde farkında olmadan yaptığımız yıkıcı bir eylemdir. Bu durum, yetersizlik hissini tetikleyen en büyük unsurdur.

Yedinci sırada hayır diyememek bulunur. Başkalarını memnun etme çabası, kişinin kendi sınırlarını ihlal etmesine ve zamanla tükenmişlik yaşamasına neden olan bilinçsiz bir fedakarlık döngüsüdür.

Sekizinci davranış, olumsuz iç konuşmalardır. Kendimize söylediğimiz "yine başaramayacaksın" gibi cümleler, zihnimize kazınan ve potansiyelimizi sınırlayan gizli engellerdir.

Dokuzuncu olarak, dikkati dağıtan her uyarana anında tepki vermektir. Bir e-posta veya mesaj geldiğinde işi bırakıp ona yönelmek, odaklanma becerimizi farkında olmadan köreltir.

Onuncu ve son davranış ise duyguları bastırmak için fiziksel nesnelere yönelmektir. Stresli olduğumuzda farkında olmadan bir şeyler atıştırmak veya alışveriş yapmak, duygusal boşluğu doldurma çabasının bir sonucudur.

Bilinçaltı Alışkanlıkları Sosyal İlişkileri Nasıl Etkiler?

İletişim sadece kelimelerden ibaret değildir; farkında olmadan sergilediğimiz mikro ifadeler, çevremizdeki insanların bize olan güvenini belirler. Eğer içsel bir huzursuzluk yaşıyorsak, bu durum konuşmalarımıza sert bir ton veya sabırsız bir üslup olarak yansır.

Uygulamada genelde kişilerin, karşı taraftan aldıkları tepkileri anlamlandıramadıklarını görüyoruz. Oysa ki karşı tarafa verdiğimiz "algı", aslında kendi kontrol dışı davranışlarımızın bir yansımasıdır.

Bu noktada dışarıya verdiğimiz imajı yönetmek için Algı ve Algı Yönetimi Sertifika Programı üzerinden yetkinlik kazanmak, sosyal zekayı artırmanın en etkili yoludur.

Öz Farkındalık Kazanmak İçin Hangi Adımlar Atılmalıdır?

Farkında olmadığımız davranışları tespit etmenin ilk adımı, "an"da kalma pratiği yapmaktır. Gün içinde kısa molalar vererek "Şu an ne yapıyorum?" ve "Bunu neden yapıyorum?" sorularını sormak, otomatik pilotu devre dışı bırakır.

İkinci adım olarak, tetikleyicilerinizi belirleyin. Sizi telefonunuza yönelten şey can sıkıntısı mı yoksa stres mi? Tetikleyiciyi bildiğinizde, davranışı değiştirmek çok daha kolay hale gelir.

Bu süreçte en güçlü yardımcı bilimsel bir yaklaşımdır. Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) Eğitimi Sertifika Program sayesinde zihnin çalışma prensiplerini öğrenebilir ve daha dengeli bir yaşam sürebilirsiniz.

Aşağıdaki liste, günlük hayatınızda farkındalık düzeyinizi artırmak için uygulayabileceğiniz pratik yöntemleri içermektedir:

  • Her gün en az 10 dakika hiçbir teknolojik cihaz olmadan sessizce oturun.
  • Konuşurken sadece dinlemeye odaklanın, vereceğiniz cevabı düşünmeyi sonraya bırakın.
  • Vücudunuzun sinyallerini dinleyin; omuzlarınız gerginse bilinçli olarak gevşetin.
  • Günlük tutarak gün içindeki tekrarlayan duygularınızı ve tepkilerinizi not edin.
  • Yemek yerken sadece yemeğin tadına, kokusuna ve dokusuna odaklanın.


Sıkça Sorulan Sorular

Farkında olmadan yapılan davranışlar nasıl fark edilir?

Bu davranışları fark etmenin en iyi yolu, çevrenizden geri bildirim almak ve günlük rutinlerinizi bir hafta boyunca not etmektir. Genellikle kendimizi dışarıdan bir gözlemci gibi izlemeye başladığımızda, daha önce görmediğimiz kalıpları fark etmeye başlarız.

Bilinçaltı alışkanlıkları kalıcı olarak değiştirilebilir mi?

Evet, beyin plastik bir yapıya sahiptir ve "nöroplastisite" sayesinde eski yolların yerine yenileri inşa edilebilir. Kararlılıkla uygulanan yeni davranışlar, yaklaşık 21 ila 66 gün arasında beyinde yeni bir otomatik yol oluşturur.

Farkındalık kazanmak sosyal kaygıyı azaltır mı?

Kesinlikle azaltır. Kişi kendi tepkilerinin ve bunların nedenlerinin farkına vardığında, sosyal durumlardaki belirsizlik hissi azalır. Bu da daha öz güvenli ve kontrollü bir iletişim tarzını beraberinde getirir.

Sonuç olarak, farkında olmadan yaptığımız davranışlar hayatımızın rotasını çizen gizli güçlerdir. Bu eylemleri ışığa çıkarmak ve bilinçli seçimlerle değiştirmek, sadece kendimize değil çevremize karşı olan sorumluluğumuzun da bir parçasıdır. Küçük adımlarla başlayarak daha uyanık ve anlamlı bir yaşam inşa etmek her zaman mümkündür.

WhatsApp ile İletişime Geçin